Şalgam suyu, Türkiye'ye özgü, fermente edilmiş bir içecektir. Özellikle Adana ve Mersin yörelerinde yaygın olarak tüketilmektedir. Temel olarak mor havuç, bulgur, tuz, maya ve şalgam bitkisinin mayalanmasıyla elde edilir. Acılı ve acısız olmak üzere iki farklı türü bulunur ve genellikle kebap türü yemeklerle birlikte servis edilir.
Şalgam suyunun kökenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, Çukurova bölgesinde yüzyıllardır tüketildiği düşünülmektedir. Geleneksel yöntemlerle evlerde üretilen şalgam suyu, zamanla endüstriyel üretime de geçmiştir. Özellikle Türkiye'nin güneyinde, yerel restoranlarda ve sokak satıcılarında sıkça rastlanır.
Şalgam suyunun üretimi oldukça zahmetli ve zaman alıcı bir süreçtir. Temel aşamaları şu şekildedir:
Şalgam suyunun içeriği, üretimde kullanılan malzemelere ve fermantasyon sürecine göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak içerdiği besin maddeleri şunlardır:
Şalgam suyunun besin değerleri, markalar arasında farklılık gösterebilir. Bu nedenle, tüketmeden önce etiket üzerindeki bilgilere dikkat etmek önemlidir.
Şalgam suyunun sağlığa çeşitli faydaları olduğuna inanılmaktadır. Ancak, bu faydaların çoğu geleneksel bilgilere dayanmakta olup, bilimsel olarak kanıtlanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Potansiyel faydaları şunlardır:
Uyarı: Şalgam suyu yüksek miktarda sodyum (tuz) içerebilir. Bu nedenle, yüksek tansiyonu olan veya tuz tüketimine dikkat etmesi gereken kişilerin tüketimini sınırlandırması önerilir. Ayrıca, hamileler ve emziren anneler, şalgam suyu tüketmeden önce doktorlarına danışmalıdır.
Şalgam suyu genellikle soğuk olarak servis edilir ve özellikle kebap, lahmacun, çiğ köfte gibi baharatlı ve acı yemeklerle birlikte tüketilir. Ayrıca, bazı kişiler şalgam suyunu sade olarak veya farklı baharatlarla karıştırarak da tüketebilir.
Şalgam suyu, Adana ve Mersin başta olmak üzere Türkiye'nin güneyindeki birçok şehirde önemli bir kültürel öğedir. Özellikle festivallerde, özel günlerde ve geleneksel yemeklerde sıkça tüketilir. Şalgam suyu, sadece bir içecek olmanın ötesinde, bölge halkının kimliğinin ve kültürel mirasının bir parçasıdır.